5 Ekim 2019 Cumartesi

Aslında güveneceğin hiçbir şey YOKMUŞ

Ama nasıl hissediyorum biliyor musun? 

Şimdi böyle insanın hayatta güvendiği bazı şeyler vardır ya hani.

Başı sıkışınca falan. Ne bileyim.

Mesela 155, bir şey olursa polis gelir.

Nedir, işte itfaiye yangın çıkınca ararsın bilirsin ki gelecek. A

Asansörde kaldın diyafon var basarsın birisiyle konuşursun. 
Ne bileyim, o seni rahatlatır. 
Panik butonları vardır, bir yerde kaldığın zaman basarsın, polis gelir ya da birisi seninle konuşur, ne bileyim, rahatlatır en azından seni. 

Şimdi Nevra, bunların hiçbirinin çalışmadığını düşünsene. 

Bir şey geliyor başına 155'i arıyorsun bakan yok. 

Yangın çıkmış itfaiyeyi arıyorsun gelen yok. 

Asansörde diyafona basıyorsun birisi seni duysun diye. 

Panik butonu mesela, orada duruyor öyle. 

Basıyorsun, “Kimse yok mu kimse yok mu? Duyuyor musunuz beni?” diye bağırıyorsun ama hiç çıt yok. 

Ya diyorsun ki arkadaş buna bir şey mi oldu ya. Böyle bakıyorsun, açıyorsun duvardan bir ayırıyorsun onu. 

Ananı avradını! Bağlantısı yok Nevra. 
Kablo yok. 

O duvarda öyle duran bir şeymiş. 

Senin hayatın ona güvenmekle, inanmakla geçmiş. 

Halbuki seni kazıklamak için koymuşlar onu oraya. 

Sen ona güven diye. 

Sen ona güven, başını kaldırmadan, soru sormadan, işine gücüne bak diye koymuşlar onu oraya. 

Sen de ona öyle salak gibi güvenmişsin. 

Aslında güveneceğin hiçbir şey yokmuş. 

İşte kendimi şimdi öyle hissediyorum, bir şeylere öyle haybeye inanmışım. 

O da çok boktan bir durum. 

O yüzden şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyorum.

Şahsiyet - Hakan Günday

14 Ağustos 2018 Salı

Yaşamak sessiz bir çığlık içinde...



 
Nasılda istiyoruz Huzuru,
Sakin, sessiz ve doğayla baş başa yaşamayı,
Sevdiklerimizle beraber
Özlem hissetmeye gerek kalmadan...
Gerçek bir HAYAT yaşamayı
Uzak olsa bile yan yana gelince bir bütün kalabilmeyi...


Nasılda özlüyoruz eve erken gidip uzanmayı,
Tembellik yapma hakkımız olduğunu ve tembelliğin tadını çıkartmayı,
Endişesiz, korkusuz çıkıp dolaşmayı,
Sokakları, Caddeleri, Sahilleri doldurmayı...


Oysa bir bedeli var hayatın
Büyük şehirde yaşamanın bir bedeli...
Büyük binaların gölgesinde değil, güneşin doğuşunu izleyerek güne başlamanın bir bedeli var...
Bir bedeli var Kalitenin,
Yaşamanın ve nefes almanın...


Dik durabilmenin,
Asil olabilmenin bir bedeli var...
Eğitimli olmanın, kendini bulabilmenin bir bedeli var hayatta.
Bazen nefesini kesen, omuzlarını düşüren hayata karşı olabilmek zorundasın,
Bir umut bazen omuzları dik tutan,
Bir zorunluluk bazen ayakta kalmaya zorlayan...
Sokakta bir çocuk sesi, güvercin olur bazen
Bir gülümseme hayatının güzel geçmesini sağlayan...
Samimi bir "Merhaba" olur
seni ayağa kaldıran ses bazen...


Yaşamak bazen bir "Merhaba" için katlanılır olur...



 Kaybederiz bazen,
Çocukluğumuzun olduğu yeri,
Mahalledeki yaşlı nineyi, dedeyi...
Çocukluğumuzun geçtiği meyve bahçelerini...
Taşlar yığıp, sopalarla devirerek oyunlar oynadığımız bahçeleri kaybederiz...
Geri dönüşü ve dönüşümü imkansız olan beton yığınlarına terk ederiz renkleri...
Ve
Göçer gideriz uzaklara,
Sessiz kalırız,
Kimsesiz kalırız,
Nefessiz kalırız,
Çaresiz kalırız ve sesimiz çıkamaz çaresizliğimizden,
Hırsımızdan, içinden çıkılamaz girdaplarda kalırız...
 


Bir gün çıkıp bakarız uğruna ömrümüzü verdiğimiz taş binaların camlarından...
Kalmış ise bakılabilecek birkaç metre mesafeden fazlası, geçmiş ömrümüzü düşünecek kadar aklımızda kalmışsa yerinde...
Yaşadığımız alanın bir yangın yeri olduğunu ve ateşi de bizim yaktığımızı anlarız...
Sokaklarda araba gürültüsü artık senfoni dinletisi gibi geliyorsa,
Kaybolmuşsa çocuk sesleri
Geri dönüşü mümkün olmayan hayata mahkum kalmış olduğumuzu anlarız...

Oysa herkes hayal eder...
Yemyeşil doğada, Elma, Kiraz, Üzüm, Zeytin, Sardunya, Laleler, Güller ve çeşit çeşit ağaçlar çiçeklerle renk dolu bir yaşam alanında yaşamayı.

Böyle bir hayal bizi ayağa kaldırır...

Başarmak için

Önce Kendimizden,
Sonra Ailemizden,
Sonra Çevremizden vazgeçeriz.

Belki hayalimiz gerçek olur ama içinde yalnızca yangın yerine dönen bir BEN kalır...



27 Kasım 2013 Çarşamba

Van Gogh Bir Mektubundan...

"Herkes gibi bende aile ve arkadaşlık,
sevgi ve dostça ilişki gereksinimi duyuyorum.
Bir yangın musluğu yada lamba direği gibi taş veya demirden yapılmadım ki?"

Diyor Van Gogh Mektubunda...

18 Kasım 2013 Pazartesi

Diriliş

Ne kadar mücadeleciyim görüyormusun?
Tek başına ama hiç korkmadan,
Vazgeçmeden yaşamak…
İnadına…
Tüm betonlarla sarılan topraklara rağmen,
Ben yine burda olacağım.
Siz koparırken acımasızca,
Alırken köklerimi yaşamdan,
Ben yine doğacağım, büyüyeceğim, seveceğim…
Yüreğimde hiç bitmeyen sevgiyle, tekrar çiçek
açacağım…
Ta kiiii…
Siz beni sevmeyi öğrenene kadar,
Ben yine yapraklarımı güneşe çevireceğim.
Ve ben yine yaşamda olacağım

Size rağmen…

3 Kasım 2013 Pazar

sonbahar ve yapraklar

Sonbahar geldi...
Uzayıp giden yolda; bir mezarda gezer gibi.

kendi yerini arayan yapraklarla baş başa...

Hep mezarlıklar gelir aklıma

bir gün mezarda ilerideki boşluklardan birini bizim dolduracağımızı düşünerek.

Tıpkı şimdi her yeri yaprakların doldurduğu gibi 


Tüm dünyayı mezarların dolduracağını bilerek...
 

Kasım 2013... Sonbahar'dan

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Kötü bir şey yok içinde güzel şeyler yazıyor

YAŞAM İÇİN ÖNERİLER:
Kepekli pirinçten çok ye.

İnsanlara beklediklerinden daha çok şey ver ve bunu zevk alarak yap.

En sevdiğin şiiri ezberle.

Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve istediğin kadar uyuma.
'Seni seviyorum' dediğinde, cidden söyle.

Üzgünüm dediğinde, o kişinin gözlerinin içine bak.
Evlenmeden önce en az 6 ay nişanlı kal.
İlk bakışta aşka inan.

Başkalarının düşleriyle asla alay etme.

Tutkuyla ve derinden sev.

Sonradan yara alabilirsin belki, ama hayatı komple yaşamanın tek yolu budur.
Anlaşmazlık durumlarında, dürüst ol.

Kimseyi kırma, hakaret etme.

İnsanları akrabalarına göre yargılama.

Yavaş konuş, ama hızlı düşün.

Biri sana, yanıt vermek istemediğin bir soru yöneltirse, gülümse ve en büyük aşkın ve en büyük başarıların daha büyük riskleri olduğunu hatırla.

Anneni ara.

Biri hapşırdığında 'çok yaşa' de.

Kaybettiğinde, ders al.
3 'S'yi unutma: Kendine Saygı; başkalarına Saygı; her şeyde Sorumluluk.

Küçük bir anlaşmazlığın büyük bir arkadaşlığı bozmasına izin verme.

Hata yaptığını fark ettiğinde, onu hemen düzelt.

Telefona cevap verirken gülümse.

Seni arayan kişi bunu sesinden anlayacaktır.

Konuşmaktan, sohbetten hoşlanan bir kadın/erkekle evlen.

Yaşlandığınızda, konuşma yeteneğiniz her şeyden daha önemli olacak.

Biraz yalnız kal.

Değişikliklere kucak aç, ama değerlerini yitirme.

Suskunluğun, bazen, en iyi yanıt olduğunu unutma.

Daha çok kitap oku, daha az televizyon seyret.

İyi ve saygın bir hayat sür.

İleride, yaşlandığında ve geçmişi hatırladığında, bir kez daha nasıl zevk aldığını göreceksin.

Allah`a güven ama arabanı kilitle. (Deveni bağla sonra tevekkül et).

Evde sevgi dolu bir atmosfer önemlidir.

Huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.

Sevdiklerinle anlaşmazlığa düştüğünde, o anki duruma önem ver.

Geçmişte çok yaşama.

Satırlar arasını oku.

Bildiklerini paylaş.

Ölümsüzlüğü elde etmenin bir yoludur.

Gezegenimize karşı nazik ol.

Dua et.

Duada, ölçülemeyecek bir güç saklıdır.·

Sana sevgi gösterisinde bulunan birini engelleme.

Başkalarının işine burnunu sokma.

Onu öperken gözlerini kapatmayan bir kadın/erkeğe güvenme.

Yılda bir kez hiç gitmediğin bir yere git.

Çok para kazanıyorsan eğer, hayattayken, başkalarına yardım et.

Bu, Şansın sana verebileceği en büyük tatmindir.

Unutma, istediklerini elde edememek, bazen büyük bir şanstır.

Bütün kuralları öğren, sonra bazılarına uyma.

İki insan arasındaki aşkın birbirine duydukları gereksinimden daha büyük olduğu ilişkinin, en iyi ilişki olduğunu unutma.

Başarını, onu elde etmek için vazgeçmek zorunda kaldığın şeylere bağlantılı olarak değerlendir.



Bu mesajı saklama PAYLAŞ ki çevrendeki değişimi hissetmen mümkün olsun…

 

Kişisel Gelişim Platformu

www.nlpdanisman.com

Aslında güveneceğin hiçbir şey YOKMUŞ

Ama nasıl hissediyorum biliyor musun?  Şimdi böyle insanın hayatta güvendiği bazı şeyler vardır ya hani. Başı sıkışınca falan. Ne bi...